Bu kış gösterime girmesiyle birlikte ortalığı bir “The Great Gatsby” yani “Muhteşem Gatsby” çılgınlığı sardı. F. Scott Fitzgerald’ ın romanından daha en önce de pek çok kez uyarlanan film, içinde barındırdığı moda akımını tekrardan canlandırdı. Ki bunun böyle olacağını zaten mayıs ayındaki Evteks Fuarı seminerlerini anlattığım yazımda belirtmiştim.

Film 1920’li yılların New York’ unda geçiyor; meşhur Amerikan rüyasını dönemin şaşalı yaşam biçimini de vurgulayarak çok başarılı bir şekilde eleştiriyor. Cazın popülerliğinin yükseldiği bu evrede her şeyin müzik, eğlence, zenginlik ve gösteriş üzerine odaklandığı bir dünya ve onun getirdikleri ele alınıyor. Filmin tabii benim ilgimi çeken diğer yanı art deco tarzına yapılan vurgu ve gösterişli mekanlar, detaylar. 
Beni sürekli takip eden okuyucularım artık iyi biliyorlar ki minimalizm insanı hiç değilim. Nerede devasa avizeler, ışıltılı dokular, görkemli mobilyalar, orada ben. Art deco akımını da bu sebeple kendime yakın bulurum. Mesela, şu şekilde siyah beyaz karoların kullanıldığı yer döşemeleri favorimdir, asla hayır demem.
Claridge’ s Hotel – Londra
Diğer detayları ne mi bu akımın? Bir kere maksimumda göz alıcı olmalı kullandığınız her unsur. Canlı kırmızılar, bordo, siyah, mor ve lacivert temel renkleri oluşturuyor. Bunu desteklemek için altın, bakır ve gümüş tonlar kullanılabilir. Kristaller ve parlak taşlar ise işin son vurucu noktası. Görkem dediğimiz şey biraz pırıltısız olmaz değil mi? 😉
Çizgilerde ise avangarttaki damaskların yerini daha geometrik desenler alıyor. Bunda 1920li yılların sonunda inşa edilen Chrysler binasında kullanılan motifler de etkili.
Kullanılan mobilyalar büfeler genellikle iri ve koyu renk ahşabın tercih edildiği modeller. Tabii ahşaba mutlaka parlak cila geçildiğini belirtmeme bilmem gerek var mı? Bu mobilyalara en çok yakışacak halılar ise yine büyük metrekarelerdeki kalın, büyük desenli -genellikle çiçek formlarında- olanlar.
Claridge’s Hotel Londra – Burası lobi değil, her bir signature suit odasında kuyruklu piyano bulunan odalarından biri. Bu oteli Prens William ve eşi Kate de sıklıkla tercih ediyor.
Hakkı verilmiş bir mekanda bu stilin ayırdına varmanız oldukça kolay; burası bir hol, koridor veya banyo bile olsa.

Siz de evinizde art deco ruhunu yakalamak istiyorsanız, koyu renk parlatılmış ahşap mobilyaları geometrik desenli duvarkağıtları veya krom-kristal avizelerle tamamlayabilirsiniz. Farklı bir seçenek isterseniz de bu tarz bir paravanla salonunuzu ikiye ayırabilir ve hoş bir hava katabilirsiniz.
Aksesuar olarak da gümüşlere ağırlık verilebilir. Tabii annelerimizde görmeye alışkın olduğumuz gümüş ayna veya çanaklar değil. Çaydanlık, şampanya kadehi, gümüş servis takımları gibi daha bireysel parçaların gümüş veya gümüş kaplama olanları yerinde bir kullanım olacaktır. 

Yazar

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Pin It