Yazıya başlarken halının hayatımızdaki yerinden ziyade onun fantastik tarafını vurgulamaya karar verdim. Evet, Alaaddin ve halısı belki birer masal kahramanı ama son yıllarda hayatımızdan halının biraz uzaklaşması ve form değiştirmesinden dolayı hakkını teslim etmem gerektiğini düşündüm. 

Yabancı ülkelerde halı ve kilimin durumu bizdekinden daha az bir önemde. Çoğunluk ya hiç kullanmıyor (eve de ayakkabıyla girildiği için) ya da paspas, kilim gibi muadilleriyle durumu kurtarıyor. Bizde ise durum tam tersi. Yüzyıllardan gelen bir gelenek. Sanat eseri gibi dokunan desenler, cıvıl cıvıl renkler, motifler. Yeri gelmiş duvarları süslemiş tablo niyetine, yeri gelmiş soğuktan korumuş yünlüsüyle, ipeklisiyle. Tam bir kültürel miras yani. 

Bizden bir önceki kuşak için ise tam bir statü sembolü. Salona geniş metrekarelerde koyulan el dokuması ipek halılar, yün halılar ve hatta Çin halıları olmazsa olmazlardı. Makina halısı mı? “Yok artık! Makina halısı alınır mı hiç?” Durum bundan ibaretti kısacası 🙂 
Bizim kuşakta ise bazı şeyler değişime uğradı. Halıyla mekanları “boğmak” istemeyenlerin sayısı hiç de az değil. El dokuması halıların yerini ise çoktan makina halıları aldı. Bunun aslında sebebi fiyatların ekonomik olması değil de makina halılarındaki desenlerin daha çeşitlenmesi ve modernleşmesi. Bir de bu halılarda ipek gibi parlak görünüm veren akrilik kullanılıyorsa görsel olarak daha çok tercih edilebiliyor. Makina halısına karşı değilim ama akrilik ipliği çok desteklemiyorum. Çünkü akrilik elyaf petrol türevi maddelerden üretiliyor ve sentetik. Dolayısıyla günlük hayatta yapay bir malzemeye bu kadar yoğun temasın uzun vadede sağlıkla ne kadar dost olduğu tartışılır, özellikle de alerjisi olan küçük çocuklarınız varsa evde…
Eski klasik halıların tercih edilmemesinin bir nedeni de artık genç nesilin o kadar klasik bir dekorasyon tarzını uygulamıyor olması. Son yıllarda avangard tarz öne çıkmış olsa da bu akım tüm ağırlığına karşın eski tip halılarla uyum sağlayamıyor. İri, damask desenli halılarla daha güzel bir ahenk yakalanıyor.  
Modern makina halılarının desenleriyle beraber renkleri de daha iddialı bir hale geldi. Eskiden koyu yeşiller, bordolar, lacivertler ve maksimum kahverengi-bej tonlar tercih edilirken artık canlı sarılardan, turuncuya, bebek mavilerinden toz pembelere, lilalara varan seçenekler mevcut. Kısacası, gözümüze ve ruhumuza hitap eden daha çok alternatif var.
Modası çabuk geçmese de her yerden görmekten yorulabileceğimiz son yılların diğer trendi ise patchwork halılar. Bunlardaki desenler yer yer klasik ve modern karışık olup eskitme bir görünüm elde edilse de neticede patchwork halıların modern mobilyalarla kombinasyonu ve uyumu daha fazla. 

Bir tavsiye de yine klasik olup son yıllardaki modern akımlara inat yükselen bir trend olan Afgan halıları. Kırmızı-bordo renklerin krem ve siyah ince desenlerle çalışıldığı bu halılar özellikle antrelerde, uzun hollerde ve çalışma odalarında epey tercih edilir oldu. Üstelik Afgan halısı diğer halılara göre modern mobilyalarla daha kolay uyum sağlıyor. 

 Bu da Afgan halı patchworkü, tarz karışımlarını seviyorsanız ideal seçim.
Afgan halıları cam veya metal ağırlıklı orta sehpa ve mobilya elemanlarıyla kombinlerseniz daha modern bir görünüm yakalarsınız. İster antika, ister yün, ipek, makina halısı olsun bir yerinden yakalasa da dekorasyonun bir parçası olmalı halılar. Aksi takdirde biraz boş, bol yankılı ve biraz eksik kalmış bir ev havası oluşuyor. Ama yine de tercih sizin 🙂
Sizin tercihiniz ne? Halılı bir ev mi halısız mı? Peki ne tarz? Hadi bana yazın…
Yazar

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Pin It