Çiçeğin benim için ne kadar vazgeçilmez olduğunu bilmeyen kalmamıştır herhalde diye düşünüyorum. Böylesine içimi açan, ruhumu tazeleyen, mutluluk veren başka bir şey var mıdır, zor… Dönemine göre açacak her çiçeği hevesle bekleyen ben, bu şehirde bir yerlerde bir çiçek festivali düzenleniyorsa elbette gidecektim.
Haydarpaşı Garı’ nın nostaljik atmosferiyle ev sahipliğini yaptığı organizasyon bahara ve laleyle zaten şenlenmiş olan İstanbul’ a bambaşka bir soluk getirdi. Çiçek tasarımcılarını, çiçekli lezzetleri, atölyeleri, alanında uzman isimleri ağırlayan bu renkli festival 3 gün boyunca sürdü. Ben yanımda Derin hanımla gittiğimden atölyelere katılma fırsatı yakalayamadım ancak eminim bu workshoplarla çok daha keyifli geçmiştir vakit ayırabilene. Lale döneminin zarafetinde günümüzü aydınlatan bu festivali ancak mayıs ayında paylaşabiliyorum, onu da gül zamanına verelim, mazur görün 😉 Ben susuyorum, çiçekler konuşsun…
Önümüzdeki yıl mutlaka ziyaret etmenizi ama atölyelere de katılmanızı tavsiye ederim.
2 Yorum Var
Ben gidemedim ama postun sayesinde gitmiş kadar oldum 🙂
görsel yönden zengin harıka bir post olmuş. çok gitmek isteyip de gidemedigim floral feste gitmiş kadar oldum sayende