Her yurtdışı tatilimden sonra size dekorasyon ve alışveriş yazısı da düzenlemek hoşuma gidiyor. Neticede bütün gün o müze senin bu sergi benim gezmiyoruz. En ünlü meydanlardan, ara dere gezilen keşiflik sokaklara kadar her yer güzel ve orijinal butiklerle dolu. Bu yüzden objektife takılan beğendiklerimi de sunmak ayrı keyif oluyor. Hadi başlıyoruz.
Fransa ve birbirinden güzel çiçek butikleri, çiçek pazarları tatil boyunca içimizi açmıştı. Bu da dakika bir gol bir Lyon’ a adım attığımız gibi karşımıza çıkan bir çiçekçiden…
Lyon’ da eski şehire giden cadde üzerinde bulunan Baroco isimli bir mobilya mağazası. Karakteristik parçalara sahip bir marka ama benim favorim ne oldu derseniz, fotoğraf almama izin verilmediği için paylaşamıyorum ama üst resimde gördüğünüz led ışıklı daire! Bunun 2-3 katı büyüklükte olanını düşünün ve bol çıtalı bir duvar uygulamasının önünde yemek masasının arkasına yerleştirilmiş. Muazzam bir etki yaratmıştı. Biraz aklınızda canlanması için web sitesini paylaşıyorum. Anasayfada çıkan görselde bahsettiğim ebatı var. Onu sağ ve sol duvarlarda gördüğünüz çıtalı zeminin önüne yerleştirmişlerdi. Kattığı derinlik hissi enfes!
Dunoon mugs İngiltere’ den beri favori markamdır. El işçiliği ile ortaya konan fine bone porselenlere dünya çapında satıldığı yere özel desenler de çalışılır.
Lyon lezzeti olan coussionlardan rüya gibi bir butik. Kendinizi kaybetme garantili.
Bouchara son derece pratik, günlük kullanıma uygun ürünlerin satıldığı bir marka. Fazla tasarıma yönelmeyen ancak sizi tatmin edebilecek ürünlere sahip.
Ve Maisons du Monde! Instagram’ da takip edenler bilir. Casa de Perrin markasına nasıl aşık olduğumu ve Türkiye’ ye getirmek istediğimi. O bir yana her zaman, ama artık yeni bir markam daha var. Maisons du Monde her şeyden önce çok çok geniş bir ürün gamına sahip. Barındırdığı ürünlerin çeşidi ve trendliği bakımından Zara Home’ u anımsatsa da Tepe Home metrekarelerine sahip. Mobilya’ dan çok aksesuar ağırlıklı olunca ve her zevke hitap eden ürünleri bulabildiğinizden tam bir cennet. Genel fiyat skalası ise Zara Home ve çok az altı diyebiliriz. Ancak indirim bölümleri muhteşem! Kesinlikle Türkiye’ ye getirmek istediğim markalardan biri oldu. Avrupa’ da 200′ ün üzerinde şubesi var ve daha önce denk gelmemiş olmam çok acı! Sizin de bu yakınlarda gideceğiniz bir Avrupa şehri varsa mutlaka bu mağazayı kovalayın derim.
Bu güzelliğin formunu Instagram’ da bayılarak paylaştığım bu ve bu servis arabalarına benzettim. Ancak bu servis arabası değil. Muh- te – şem bir raf! Stoğu olmadığından ve bunun da bir defosu olduğundan bizimle gelemedi ama inanılmaz aklım kaldı!
Bu bardak setini böylece al bahçe davetinde self servis masasına aynen koy, öyle cici!
Bu bakır küre bizimle geldi evimize.. Kürelere oldum olası bayılırım, hele böyle bakırını bulmuşum kaçırır mıyım?
Missss kokulu Provans bölgesi… (hala okumayanlar buraya tıklayabilir)
Avignon’ da sabah sabah uykumu açan şirin bir cafe.
Fransa’ da gördüğünüz her antikacıya girin, enfes parçalara denk gelirsiniz.
St. Paul de Vence tam bir sanat şehri ve her yer gezi yazımda da bahsettiğim gibi sanat galerisi. Çok net söyleyebilirim ki her telden butik, cafe, hediyelik eşya mağazası yok. Cafe bile çok az, burada varsa yoksa galeri. Sanatla doyacağınız bir lokasyon.
Bu gezimizden de objektife takılanlar bu şekilde. Tüm anıları ve hoşluklarıyla Provans ve Cote D’azur dosyamı böylelikle kapatmış oluyorum. Ara ara throwbackler ile Instagram’ da görüşmek üzere 😉