Paris dosyasını bu son yazımla tamamlıyorum. Maison & Objet fuarını 3 ayrı yazıda toparlamıştım. Okumadıysanız aşağıdaki linklerden direk ulaşabilirsiniz.
Gezinin son gününü ise eş zamanlı gerçekleşen Paris Deco Off‘ a ayırdım. Bilmeyenler için bir not düşeyim: Deco Off’ ta tasarım ofisleri, kumaş, duvar kağıdı ve bazı aksesuar firmalarının showroomlarında ya da mağazalarında yeni koleksiyonlarını sergiledikleri organizasyondur. Çoğunluk Saint Germain bölgesinde yer alsa da lüks segmentteki butikleri de dahil edersek Paris’ in en ünlü caddelerinde bu organizasyona dahil olan tasarım ofislerine ve mağazalara denk gelebilirsiniz. Aslında tüm hafta boyunca Paris’ te olsanız her şeye ancak yetişebilirsiniz çünkü markalarla toplantılar, fuar alanı, Deco Off derken zamanın nasıl uçup gittiğini anlamıyorsunuz bile. Örneğin, çok çok istememe rağmen fuar süresince çok çeşitli konularda düzenlenen trend seminerlerini takip edemedim çünkü ancak gezmeye fırsat kaldı. Hadi Deco Off’ a başlayalım.
Pazar sabahı Cafe de Flore’ da kahvaltımızı eder etmez Saint Germain’ deki dizayn ofisleri gezmeye başladık. İlk durak La Maison Pierre Frey. Kumaş ve duvarkağıdı üreticisi bu markayı uzun süredir takip ediyordum zaten ve gitmeden önce yaptığı basın toplantısında Deco Off bünyesinde tanıtacağı oldukça geniş yeni koleksiyonunun ilhamını Osmanlı ve Türk motiflerinden aldığını duyurmuştu. Bunu gitmeden önce öğrenmek bir hayli heyecanlandırmıştı. Butiğe girer girmez sizi çok tanıdık görseller, desenler karşılıyor. Ankara, Malatya, Sinop derken Türkiye’ mizin dört bir yanını geziyorsunuz.
Buradan sonra bir başka beğendiğim halı, duvar kağıdı ve kumaş markası olan JAB‘ ın mağazasına geçtim. Jab’ ın her zaman daha modern bir yüzü olduğunu biliyoruz zaten. Yeni koleksiyonlarında da geometrik şekiller ön plandaydı.
Bitkilere ve onu çağrıştıran fırça darbelerine ilgi hiç kaybolmamış. Yeni sezonda yeşil ve tonlarını botanik temada sıkça göreceğiz.
Dümdüz perdeler, braçollar, yandan toparlamalar out, kat kat bordür geçişler, püsküller in! Fon perdeler kabuk değiştiriyor, her zamankinden daha modern bir hal alıyor.
Bal peteği deseni altın çağını yaşıyor desek çok da yanılmayız. Geometrik desen furyasını en iyi değerlendiren şekillerden.
Son durağım ise çizgisini, duruşunu ve nihayetinde ürünlerini çok sevdiğim Richard Ginori showroomu oldu. Öğleden sonraki daveti bekleyemedik ne yazık ki ama yeni koleksiyon Cosmogony’ i yakından inceledik. Floransa’ daki mağazadan sonra Paris mağazası fazla sıradan geldi ama ürünlerin ihtişamı her zamanki gibi göz kamaştırıyordu.
Böylelikle tamamlıyorum Paris klasörünü. Umarım tüm bu yazılar faydalı olmuştur ve önümüzdeki sezon için de sizlere ışık tutar.