Bu kez adresimiz bir diyetisyen ofisi! Sevgili Deniz Hazar Türk (@healthybites) bana ulaştığında ofisini yeni açtığını, kendi zevki doğrultusunda düzenlemeler yaptığını belirtti. Ama içine sinmeyen bir şeyler vardı. Sanki hiçbir şey birbiriyle uyumlu değil gibiydi, kaynaşmıyordu. Bu noktada elbette ben girdim devreye. Touching hizmeti de tam bu noktada giriyor işte devreye. Nedir peki bu touching dediğimiz?
Yeni dekore edilmiş veya üzerinden zaman geçtiği için değişiklik istenen mekanlarda çeşitli sebeplerle fazla tadilat, kırım döküm işlerine girmeden, çoğunlukla mekanın tümünü içermeyen, az işle yapılan değişim ve dönüşümlere deniyor. Adı üzerinde “dokunuş”. “Senin elinin değdiği..” diye başlayabileceğiniz cümlelerin başrolü 😉
Gelelim sevgili Deniz’ in ofisinde neler yaptık. Başlamadan önce belirtmeliyim ki bu proje Youtube kanalımda da yer alıyor. Ancak her zaman olduğu gibi yazıda her zaman daha fazla detay bulacaksınız. Tavsiyem önce yazıyı okuyup sonra bu linkten videoyu izlemeniz.
Öncelikle ofis daha çok yeni açıldığından tüm mobilya ve aksesuarlar yeniydi. Bu sebeple ofis sahibemiz mevcut parçaları şimdilik değiştirme yanlısı değildi normal olarak. Biz de değişimi ufak elemeler ve eklemelerle gerçekleştirdik büyük parçalardan ziyade. 1+1 daire olduğundan kapı açıldığında içerisinin hafif de olsa bloke edecek bir paravan düşündük mutfak ayrımına ama bazen koşullar sizi mecburen fikir değişikliğine yönlendiriyor. Ev sahibinin parke delinmesine izin vermemesi, diğer montajsız seçeneklerin de görsel ve uygulama olarak bizi tatmin etmemesi sonucu paracan fikrinden mecburen vazgeçtik. Mutfakta çekimler yapıldığı için de oranın ışığını kesmeyecek bir paravan olmalıydı. Bu kriter de seçeneklerimizi daralttığından elendi.
Çalışma masasının bulunduğu alan 3.40 m yükseklikte olduğu için büyük camların da etkisiyle gösterişli bir alan sağlıyordu bu ofiste bu alanı duvar kağıdı ile hareketlendirmek gerekti duvarda düz boya olması soğuk ve cansız bir etki yaratıyordu. Seçimimiz kendinden dokulu, soyut desene sahip bir kağıt oldu, çok da yakıştı. Ne dersiniz? 🙂
Ikea‘ dan alınmış olan kütüphane tamamen kapaksızdı. Ama her kitaplıkta olduğu gibi alt raflara konan kırtasiye ve “ıvır zıvır” yoğunluğu sebebiyle daha karışık bir görünüm yaratıyordu. Bu takıma uyumlu kapakları alıp takarak arkadaki karmaşayı kapaklar ardında bıraktık. Kütüphanenin sağ yanı benim “kader anı” dediğim tartı köşesine aitti. Danışanlar tartıya çıktığında sonuçları beklerken bir süre duvara dönük kaldıkları için orada da bir hareket istemişti sevgili Deniz. Elbette bir diyetisyen ofisine yakışacak, motivasyon veren kısa, öz sözlerle burayı motivasyon alanına çevirdik. Ayakkabı çıkarılırken tutunma desteği gerekli olduğu için sağ duvarda antibakteriyel kaplamaya sahip bir tutamağa yer verdik. Antibakteriyel oluşu sağlık açısından, kaplaması gereği metale göre daha süet dokusu verdiğinden metal soğukluğunda olmayışı isabetli oldu. Buradaki siyah yoğunluğu arttığı için de mottoların rengini siyah beyaz olarak belirledik.
Gelelim kütüphanenin soluna. Burada önceden gözü rahatsız eden geniş bir boşluk vardı. Yeşili seven bir ben ve yeşili seven danışan bir araya gelince buraya hacimli bir bitki almakta mutabık kaldık ve seçimimiz izledikçe kendini izleten zarif areka oldu.
Ofisin aydınlatmaları sadece spot ışıklarıyla ve tepeden yapıldığından daha göz hizasına yakın bir ışık takviyesi gerekiyordu. Çalışma masası çok büyük olmadığı için abajur yerine lambader tercih ettik. Ofisteki genel gold- pirinç eskitme metal tercihleriyle orantılı olarak pirinç eskitme gövdeye sahip bir lambader daha doğru bir seçim olacaktı. Başlık ise o alanda yoğunlaşan mobilya parçalarına yenisini eklemesin, genel dekorla daha homojen bir yapıya sahip olsun diye bal rengi üfleme cam ile kombinlendi.
İş veya ofis sahibi herkes için artık kaçınılmaz olan Instagram köşesini ise danışanın oturma alanında yarattık. Aslında benim tercihim her zaman tek köşeden ziyade tüm alanların fotoğraf çekilmek istenecek düzende ve dekorasyonda planlanmasıdır. Nitekim motto alanı da aslında aynı amaca hizmet ediyor bir yandan. Bu alandaki duvarda ise mumyalanmış bitki duvar kaplamasına yer vermek istedik. Doğayı ve yeşili sağlıklı yaşamın merkezinde tutmak yola çıkış noktamızdı. Bu sebeple bu bitki duvarla hayat kurtarıcı oluyor. 7 yıl da hiç bakım gerektirmediğinden bitki bakamayanlar bile rahatça kullanabiliyor. Tabii bu yeşil alana logo da gelmesi gerekiyordu. Logoyu da yine bizim verdiğimiz extra bir hizmet olan marka sloganıyla tamamladık. “Don’t Count The Calories, Just Healthy Bites” 😉 bu sloganı ise neon ışıklı tabelayla taçlandırdık.
Mekanda bir aynaya da ihtiyacımız vardı elbette. Bunu da yine mevcut alanların elverdiği ölçüde girişte konumlandırdık.
Sürdürülebilir he alternatife sıcak bakan Deniz ile banyo alanında Decoridea havlulara yer verdik. Bunlara Healthy Bites logosunu işledik nakışla. Pandemi koşulları malum o yüzden kağıt havlu seçeceğini de mecburen bulundurduk ama şahsen benim her zaman tercihim gerçek ve %100 pamuktan üretilmiş havlular. Projelerimde Decoridea ürünleri de yer aldığında ayrı bir keyif oluyor benim için 🙂
Tüm bunların dışında kütüphane ve sehpa üstlerinde aksesuarlandırma yaptık. Mevcutlardan bazılarını eledik. Yerine yenilerini ekledik. Diplomaların çerçevelerini de pirinç eskitme dokuya uyum sağlaması için bu tonlarda tercih ettik. Kapıdaki tabela ise küçük ve detaysızdı. İletişim bilgilerini de içeren daha göze hitap eden bir tabelayla değiştirdik.
Ve bir projeyi daha böylece tamamladık. Daha ilk haftadan itibaren “ofise her girdiğimde iyi ki diyorum” yorumlarını yapan mutlu yüzler görmek gibisi yok gerçekten. Umarım siz de beğenmişsinizdir. Sorularınızı aşağıya bırakabilirsiniz. Benden touching veya a’dan z’ye dekorasyon danışmanlığı hizmeti almak isterseniz de decorideatr@gmail.com veya 0542 637 4998 nolu telefondan iletişime geçebilirsiniz.