Mevsimlerden hazan.. Zamanlama bazen gerçekten şahane… Canım Ayşe Kulin eski okuyucularımdansanız bilirsiniz, en sevdiğim Türk yazarlardandır. Kurgusu, hikaye anlatıcılığı alır götürür. Ya ilham verir, ya çok uzaklara götürür, ya bulutlarda gezdirir ya da saf gerçeklerle bir anda indiriverir o bulutlardan. Yani her satırıyla çok sahicidir kalemi. Bu yüzden tadından yenmez işte.
Geçen hazan mevsimi, raflarda bu yeni kitabını görür görmez hemen aldım ve evdeki okuma sırasına girdi. Bu hazan mevsiminde okuyup bitirmek kısmet oldu. Ayşe Kulin’ in tarihi (dönem anlatımlı) olmayan romanlarında günümüz gerçeklerini okuyucuya nakletmede üstün bir yanı olduğunu düşünüyorum. Aktarma tarzı ruhunun zarafetinden midir bilemiyorum en sarsıcı ve güncel olayları bile kimseyi incitmeden, ezip geçmeden ama kesinlikle de politik davranıyormuş izlenimi yaratmadan veriyor. Bu stilini gerçekten seviyorum. Olaylara başka bir açıdan bakmamı sağlıyor, kendi adıma en azından.
Hazan’ da da konu, yazarımızın çok çok severek okuduğum aile köklerinin başlangıcıyla (Veda) bugüne getirdiği otobiyografisi pandemi dönemine ve o dönemde (hepimizin başına geldiği gibi) kendiyle ilgili yaşadığı içsel ikilemler etrafında dönüyor. Sanmayın ki pandeminin kasvetli havası var. Aksine başarılarla dolu geçen yazarlık hayatında kitaplarını yazdığı dönemlere, bunlarla ilgili anılarına ışık tutarak bizi keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Hatta öyle ki, çok sevmeme rağmen hala okumadığım birkaç kitabı vardı Ayşe Kulin’ in, acilen onları da alıp okuma isteğimi canlandırdı.
Balkanlardan hemşehrili olmanın verdiği bir torpil asssla yapmıyorum kendisine 🙂 benimki katışıksız beğeni. Seriyi okuyanlardansanız bununla kesinlikle tamamlamalısınız. Okumamış olanlar direkt Hazan ile başlarsa konu kaçırmış sayılmaz. Ama çok çok güzel aktarılmış bir aile geçmişinden kendini mahrum bırakmış olur. Özetle Veda ile başlarınız, başlatınız diyorum. Sevgili Ayşe Kulin’ e de sağlıklı uzun ömürlerle birlikte daha buralara taşıyacağım niye roman yazmasını diliyorum.