Yıllardan beri sohbet konusu olarak epey moda olan ama birebirde Türkler arasında fazla uygulandığını görmediğim rüzgar ve su anlamına gelen, doğadaki yaşam enerjisini yaşanılan mekanlara aktarmaya dayalı eski bir Çin öğretisidir feng shui.
Akım moda olabilir ama bu felsefe 5000 yıl geriye gidiyor aslında. Temeli de insanın varoluş özelliklerine göre bir habitat oluşturmasıdır. Doğası gereği feng shui yaşamsal enerjinin kapalı mekanlarda da rahat akabilmesini hedefler.
Ancak bu felsefenin özellikle bizde fazla uygulanamayışı çok fazla kural gerektirmesidir. E biz Türkler patlarız fazla sıkıntıya gelemeyiz öyle 🙂 Şaka bir yana iş bizim çabamızla bitmiyor, aslında ta başında mimarların yapıları buna göre inşa etmesi gerekiyor. Mesela öyle kuralları var ki feng shuinin, giriş kapısının karşısında merdiven olmaz, tuvalet olmaz, mutfak kapısı veya ocak karşısında merdiven olmamalı. E mimar yaptıysa o andan sonra evi kırıp dökemeyeceğimize göre. Ama tüm kurallar değişmez değil, bir şekilde hepsinin pratik çözümleri var, yeter ki siz uygulamak isteyin.
* Oturma odası veya mutfakta kırmızı detaylar kullanın. Hakim renk de olur, kırmızı objeler veya bir tablo da olabilir.
* Giriş kapısının karşısında ayna olmamalıdır ki giren enerji yansıyıp dışarı çıkmasın.
* Giriş kapısının karşısında başka kapı olmamalı varsa 2 kapı arasına rüzgar çanı asarak çözüm üretebilirsiniz.
* Giriş kapısının karşısında kolon varsa bu bitkilerle kamufle edilebilir.
* Büyük dolaplarınız kapaklı olmalı, açıkta raf olmamalı. Hooopp açık giyinme odaları çöpe 🙂 Hem açık renk hem feng shui bir yerde barınmıyor.
* Çiçekler odanın güneydoğu tarafında olmalı. ( Peki orası gölgeyse ve benim çiçeğim bol güneş istiyorsa napıcaz bunu cevaplasın feng shui 🙂 ) Bitki ve çiçekler yatak odasına sadece hasta biri varsa Yang (+) enerji yaymak için kullanılabilir.
* Odalar düzgün geometrik şekillerde olmalı. Girinti çıkıntılar aynayla azaltılabilir.
* Oturma odaları yaratıcı enerjinin akabilmesi için canlı renklere ihtiyaç duyar. Bu yüzden bolca renk kullanmaktan çekinmeyin.
* Yatak odaları adı üstünde “yatak – uyku odası” olarak dizayn edilmelidir. Televizyon, bilgisayar ve bunlar gibi bizi uykudan uzaklaştırıp dinginliğimizi bozacak başka unsurlar bulundurulmamalı. Hatta fazla iri ve renkli geometrik desenli nevresimler uyku konsantrasyonunu bozabilir, daha dingin ve yumuşak renk ve desenleri seçin.
* Şimdilerde ebeveyn banyosuz ev yok, aman dikkat. Oda içindeki tuvaletlerin kapıları ve klozet kapakları daima kapalı tutulmalı.
* Yatak odasında yatağınızın ayak ucu kapıya bakmamalı. Suyla ilgili hiçbir şey bulundurulmamalıdır. Evin diğer taraflarında kullanılacak akvaryumlar ise arkanızda kalmamalı, yüzünüz hep onlara doğru olmalı.
* Tuvalet hijyen ve ferahlığı temsil ettiğinden güzel bir ambiyans yaratılmalı. Hoş kokular, mumlar belki iç açıcı güzel bir resim bambaşka bir ortam sağlayabilir.
* Yemek masanız dar bir köşeye sıkıştırılmamalıdır, bereket azalır. Sandalye sayısı 4 olmamalı; 6, 8 veya 12 olarak belirlenmeli.
* Yemek odasında veya bölümünde çok koyu renkli ağır mobilyalar kullanmayın. Daha şeffaf, açık renkli, geçişli olanları tercih edin. Mümkünse masanın üstünde yemek yenmediği zamanlarda canlı çiçekler, meyveler, bitki tohumları bulunsun. Niyet canlansın, bereket çağrılsın 😉
* Aşağıdaki sıralanış yanlış bir örnek mesela. Isıtan ve soğutan unsurlar “ateş” ve “su” elementi asla yan yana veya tam karşılıklı gelmemeli, ikisi birbirinin yok edicisi olduğu için olumsuz enerji getirir.
* Tuvalet veya banyonun yemek odasının karşısında olmamalıdır, iş imkanlarınız olumsuz etkilenebilir. Oturma odasının karşısında da olmamalıdır, arkadaşlıklarınzın kısa süreli olmasında etkili olabilir. Tuvalet kapısı yatağın karşısında da bulunmamalı, negatif enerji akışı burun ve akciğer enfeksiyonlarına sebep olabiliyormuş. Tuvalet yatak ile aynı duvarı da paylaşmamalı, negatif enerji duvardan geçerek uyuyan kişiyi rahatsız edebiliyormuş. Müstakil veya dubleks evlerde tuvalet altında uyumak kötü şans emaresiymiş! Bu kadar maddeden sonra “ne tuvaletmiş yahu” dediğinizi duyar gibiyim.
İşte doğadaki 5 elemente hitap eden feng shui uygulaması
Uygularsınız ya da uygulamazsınız bilemem ama feng shui “dün yaptım bugün oldu” diye inceleyebileceğiniz bir kavram değil ne yazık ki, bir yaşam biçimi, felsefesi. Pek çok Uzakdoğu kuramında olduğu gibi bunda da önce inanç sonra da sıkı bir uygulama gerekiyor.
2 Yorum Var
Gerçekten güzel bir paylaşım olmuş. Elinize sağlık. Ruhların anahtarı olarak hayatlarımızda varoldukça, bizim de açamayacağımız gönül kapısı kalmayacaktır. Saygı,sevgi ve ışıkla…
Çok teşekkür ederim 🙂 sevgiler..