Geçen günkü yoğun programım ve sürprizli İstanbul trafiği nedeniyle ertelemek durumunda kaldığım NG Kütahya Seramik – Porselen – Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’ nin Osmanlı görkemini porselenle buluşturduğu sergisini geç de olsa dün ziyaret edebildim. Kaçırsam çok aklımın kalacağını düşünüyordum ki gezdikten sonra bu fikrim doğrulandı.
Arnavutköy Nicol’ de gerçekleşen bu sergide her biri el ile işlenmiş kaftanlar, armalar, nişanlar ve kılıçlar ile Osmanlı kültürüne ve yaşamına dokunan, tamamlanması 4 yıl süren toplam 2013 parça eser yer alıyor.
Bu tarz vazolar deseni aynı olmasa bile mutlaka hep çift kullanılırmış.
Alamet ve nişan anlamındaki alm kökünden gelen alem yaratıcının varlığına dalalet eden ve onun bilinmesini sağlayan sembole denir. Ayrıca benim de çok beğendiğim bir aksesuardır. Türevlerini Kütahya Porselen ve benzeri mağazalarda bulabilirsiniz.
Türkan Şoray’ a ithaf edilen ve kendisine de hediye edilen bu yemek takımı, kendisinin TRT’ deki “Burası Osmanlı” adlı dizisinde giydiği bir kaftandan yola çıkılarak hazırlanmış. Bunun dışında da aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz yemek takımları bu sergiyle beraber
Kütahya Porselen mağazalarında bulunabilecek.
Osmanlı döneminde yöresel gelinler. Üst en soldaki 3 etek denilen giysiyi giymiş olan gelin Kütahya ve yöresine aitmiş.
Yukarıda gördükleriniz saray gelinlerinin taç ve ayakkabı örneklemeleridir.
Dini İslam olan bir devletin saray yaşamında kullanılan dini objeler de mutlaka en kıymetlilerden en özenlilerdendi. Özellikle büyük porselen tespihi ve işçiliğini çok orijinal bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.
Kavuklar! Padişahın olmazsa olmazları, metrelerce bezin sarılarak oluşturulduğu bu parçalar açıldığında giyenin kefeni olabilecek boyutlarda olurmuş bu da padişahlar için “her an ölmeye hazırım” anlamını taşırmış.
Atlar ve binicilik savaşların en önemli kriterlerinden olunca onlara verilen önem de artıyor elbette.
Ve son olarak porselen yapımına ait ufak bir sergileme alanı oluşturulmuştu. Aşağıda gördüğünüz malzemeler porselenin hammaddeleri; bunlar karıştırılarak çiğ çamur haline getiriliyor. Sonrasında rötuşlanıp pişirilip sertleştiriliyor.
Boyalı pişirim evresi de tamamlandıktan sonra sıra dekorlama ve yaldızlama işlemlerine geliyor. Son halini almadan önce gördüğünüz kahverengili aşama som altının fırına girmeden önceki hali. Gördüğünüz sarı rengi alması ise diğer bir pişirme evresinden sonra gerçekleşiyor ve son olarak da değerli taşlarla süsleniyor.
Sergi sonunda genel içerik hakkında bilgi veren öyle bir katalog verildi ki katalogdan ziyade her daim saklanabilecek tam bir referans kitabı. Ayrica Sema Güral Sürmeli’ nin bu koleksiyona özel tasarladığı kaftan desenli 2 kişilik fincan takımı hediye edildi. Benim kadar kaftan seven biri için harika bir tesadüf oldu 🙂 Bu zarif armağan için tekrardan Kütahya Porselen’ e teşekkür ediyorum. Markaların bu tarz kültürel mirasımıza sahip çıkan sergilerini ve projelerini her zaman desteklememiz gerektiğine inanıyorum.
Not: Ne yazık ki bugün serginin son günü, kaçırmak istemeyenler doğru Arnavutköy’ e…
Sevgiler..
1 Yorum Var
çok güzel olmuş emeklerine sağlık tabi sizinde çekimleriniz ve yazınızı büyük bir keyifle okudum. Çok güzel fikirlerim oldu sağolun.
Cok tesekkur ederim 🙂